1. ülkelerin insanlara yaşadığı, barındığı, emek ve hizmet verdiği ülkenin vatandaşı olabilmek konusunda çıkarttıkları sorunlardan ötürü ortaya çıkan bir soru tipidir.

    sadece biz değil avrupa da dahil olmak üzere dünya ülkelerinin çoğu hızla muhafazakarlaşırken, milliyetçileşirken; sınırlar ve aidiyet saplantısı ile aynı zamanda emek sömürüsü beraberinde ötekileştirme, düşman ilan etme ve azınlıklaştırma gibi sorunları iyiden iyiye daha da ön plan çıkarttı. tabii buna ayrıcadini faktörleri eklemekte de fayda var.

    kaldı ki; avrupa ve amerika vatandaşlık vermek için özellikle son on yılda zaten göçmenlere kan kustururken artık işler iyiden iyiye çığrından çıkmış durumda. sorun sınırlar çizmekte, topraklara bir bayrak dikerek bir diğerini düşman ilan etmekte, sorun politikada, siyasette ve siyasetçilerde... yani özetle aslında hepimizde.

    hiç kimse kimseye "burada yaşamıyorlar benim geleceğimi belirleyecek bir seçimde oy kullanamazlar" diyemez. bu eşitliğe, demokrasiye, insan haklarına aykırı bir tutum ve davranıştır. bunu düşünmek bile abes olur hatta.

    asıl sorun avrupa ve diğer ülkelerin kendisine hizmet veren,vergi ödeyen, ülkesinde barınan, yaşayan, okuyan göçmen insanlara "senin bu ülkenin geleceği ve yönetimi ile ilgili bir irade kullanmana izin vermiyoruz, çünkü sen bizden değilsin" anlamına gelen yaklaşımında. eğer ki çalışıp emek verdiğin ülkede bu kadar dışlanmasa, yönetimde söz sahibi olsa, daha hızla vatandaşlık alabilse ( yada bu hususta bazı özel düzenlemeler yapılsa) bunlar hiçbir zaman gündeme gelmeyecektir.